Fenerbahçe karşısındaki şanssızlığını kıran Galatasaray, Antalyaspor karşısına da benzer bir kurguyla çıktı. Sistem olarak incelediğimizde, Galatasaray geçen haftaya tam olarak 4-3-2-1 şeklinde çıkarken; bu hafta Elano yerine Sabri oynayınca 4-5-1 düzeninde çıktı. Orta sahada 3 tane koşan ve savunma yapabilen oyuncular, sağ tarafta dinamik hırslı ve istekli, yine savunma anlamında etkin Sabri ve sol tarafta da geldiği günden bu yana beklenenin altında kalmış bir Misimoviç vardı. Önlerinde ise kontratak futbolunda etkili, bence 1.sınıf olmayan ama çok faydalı ve böyle dönemlerde güvenebileceğiniz bir Pino. Aslında ben de dahil birçok kişi Elano'nun yokluğunda Batdal'ın santraforda; Pino'nun ise kanatta görevlendirileceğini düşünüyordu fakat Hagi böyle bir 11 i uygun gördü. Bana göre de yerinde bir takım tertibiydi. Sonuçta Galatasaray'da hucüm bölgesinde ciddi eksiklikler vardı ve eldeki kadroda böyle bir 11 e ve oyun yapısına müsaitti.
Ancak ne var ki ben bu kadronun oynadığı oyundan memnun kalmadım. Senin kadronda bu kadar çok koşan ve tempolu oyuncular varsa ve sen kendi evinde oyunuyorsan, takımın önde basması, rakibi bunaltması ve kazandığı toplarla karşı tarafı hataya zorlaması gerekir. Aksi takdirde, eldeki oyuncuların teknik kapasitesi zayıf olduğu için rakip kaleye gidemezsin. Bunun bir örneğini yakın zamanda yaşadık..Ali SamiYen'de Karpaty Lviv karşısına Galatasaray 4-2-3-1 düzeninde çıktı. İlerde Serdar Özkan, Arda ve Kewell'ın temposuz oyunları ve takımın genel anlamdaki kötülüğünden dolayı ilk yarı şok bir skorla tamamlandı. İkinci yarıya başlarken Rijkaard Serdar Özkan'ı çıkarıp Barış'ı aldı oyuna. Stattaki herkes bu değişikliği garip karşıladı. Kendi sahanda 2-0 mağlupsun ve devrede hücumcu çıkartıp ön libero alıyorsun. Ancak 3. orta sahanın da girmesiyle Galatasaray ön tarafta müthiş bir pres uyguladı ve durumu 2-2 ye getirdi. Dolaysıyla ben yine böyle bir oyun bekliyordum ama Hagi takımı bir bütün halinde topun arkasına çekti ve önce yemiyim elbet atarım felsefesini sahaya yansıttı.
Galatasaray maça tempolu ama geride bekleyerek çok çıkmayarak boşluklar bırakmamaya çalışarak başladı. Bunda rakibin Antalyaspor gibi top oynayan ve önemli gol silahları olan bir takım olmasının da payı vardı elbette. Karşısında etten duvarı gören Antalyaspor fazla çıkamadı ve oyun belli bir süre rölantide gitti. Daha sonra Galatasaray önce Sabri'nin kullandığı faul atışıyla tehlike buldu daha sonra ise Misimovic'in kullandığı duran toptan Servet'in kafasıyla golü buldu. Bu süreçte Antalyaspor'da pozisyonlar bulmaya başlamıştı. İlk yarı bittiğinde baktığımız zaman 3dk içinde biri duran top diğeri de kontraataktan iki gol bulan Galatasaray'ın goller harici sadece yine duran toptan olmak üzere bir pozisyonu varken Antalyaspor'un net gollük üç tane pozisyonu vardı. Bu arada Galatasaray'da Sabri, Pino ve Barış Antalyaspor'da da Kerem ve Sedat iyi futbollarıyla göze çarpan isimlerdi.
İlk yarıyı zorunlu Ali Turan değişikliği dışında istediği gibi kapatan Galatasaray ikinici yarıya da kendi felsefesi içinde iyi başladı. Herkes topun gerisindeydi, herkes alanını kapatıyordu. Burada birşeyden bahsetmek istiyorum. Rijkaard da dahil ülkedeki bütün yorumcular iki senedir Galatasaray'ın ön taraftaki oyuncularının savunmasal yetersizliğinden bahsediyordu ki bu eleştrilerde de haklılardı. İki haftadır yeni Galatasaray'ı canlı seyrediyorum ve değişimi görüyorum. Özellikle Kadıköy'de ve dün akşam Misimovic daha verimli. İki maçta en az on kere sol beke geçip bindirme yapan Hakan'ın boşluğunu kapattı, sol bekine maç boyunca destek verdi. Keza Pino var gücüyle rakip savunmayı bozmaya çalışıyor ve öyle böyle hücum presi yapıyordu. Aynı şekilde geçen hafta Elano'da savunmaya ciddi anlamda destek verdi. Demek ki bu işten yakınmak yerine doğru müdaheleyi yapınca herkes görevini yapabiliyormuş Sayın Rijkaard! İşler iyi giderken Galatsaray ofsayt taktiğinden çağ dışı bir gol yedi. Bu gol rahat oynayan Cimbom'u panik havasına soktu ve Antalya karşılaşmanın tek hakimi haline geldi. Bu sırada Hagi maç boyunca sürekli uyarılarda bulunduğu Cana'yı kenara alarak Emre Çolak'ı oyuna sürdü ama ustanın bu cesur değişikliği genç Emre'nin çok kötü bir gününde olmasından dolayı istenilen katkıyı veremedi. Antalyaspor pozisyonlar bulurken Galatasaray'da nadir de olsa kontraataklar geliştirip rakibi rahatsız ediyordu. Bu arada 70.dk da Hakan Balta sakatlandı ve belkide bu sakatlık Galatasaray'ın lehine oldu.Görevini eksiksiz yerine getiren ama yavaş ve maç eksiği olan Hakan Balta'nın yerine giren İnsua sayesinde Galatasaray topa daha fazla sahip oldu ve onun çabuk hareketleri Galatasaray'a birçok kontra şansı sağladı. Bu şekilde giden maç Mehmet Özdilek'in tüm müdahelelerine rağmen Galatasaray'ın galibiyetiyle sona erdi.
Bu maçta iki kişi için ekstra paragraf açmak gerekir. Biri Barış Özbek diğeri de Sabri Sarıoğlu. İki sezondur taraftarın tepkisini çeken Barış dün akşam harikülade bir futbol oynadı. Bana göre geldiğinden beri en iyi üçüncü dördüncü maçıydı Barış'ın. En az yirmi tane top kazanan, rakibe karşı sert davranan, hırslı Barış aynı zamanda hiç olmadığı kadar topu da olumlu kullandı. Ben şahsen sadece bir pas hatasını gördüm ve ayrıca aldığı her topuda ileriye oynama gayretindeydi. Her zaman söylemişimdir, Barış bu takımın önemli bir parçasıdır.
Sabri ise dün eski mevkiisinde görev aldı. Sağ bek kadar çok da iyi bir sağ açık olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Ataklarda kilit rol oynayıp ceza sahasına sayısız orta yapan Sabri savunma anlamında da takıma ciddi katkı sağladı.
Haftaya Galatasaray çok zor bir deplasmana gidecek. Trabzonspor şu anda ligin en formda takımı ve kendi sahasındaki büyük maçlarda başarılı sonuçlar alan bir ekip. Aynı şekilde Galatasaray da çok moralli ama kapasitesi böyle bir deplasmanda rahat galibiyet almak için yetersiz gözüküyor. Haftaya ki maç Galatasaray'ın bu seneki yerini tayin edecek. Bana sorarsanız, bu güne kadar bu kadar puan kaybetmiş bir takım şampiyon olamaz. Fenerbahçe'de benzer durumda ama Fenerbahçe'nin oynadığı futbol ve kadro kalitesi onları hala bir şampiyonluk adayı olarak göstermek için yeterli. Galatasaray şu anda iyi bir anadolu takımı kıvamında. İyi mücadele ediyorlar, herkesi heryerde yenebilirler ama şampiyon olmak için yeterli bir kadroları ve yapıları yok.